Felipe Massa’nın Macaristan Grand Prix’si Sıralama Turları’nda geçirdiği talihsiz kazayla ve kaza sonrasında yaşananlarla ilgili derlediğimiz bilgileri sizlere aktarmıştık. Derlememizin ikinci bölümünde ise Formula1’de kullanılan süspansiyonlarla birlikte Barrichello’nun otomobilinden fırlayan parçanın işlevini ve Massa’nın kazasına sebebiyet vermesi muhtemel durumları irdeliyoruz…
Süspansiyon
Süspansiyonlar Formula1 otomobilinde anahtar noktalardan birisini oluşturur. Çünkü motorun ürettiği gücün yanı sıra, şasinin ürettiği yere basma kuvveti ve lastiklerin yol tutuş seviyeleri gibi parametrelerin buluştuğu ve çeşitli ayarlarla optimum noktanın bulunmaya çalışıldığı kompleks bir çalışma alanıdır. Modern Formula1 süspansiyonların dakikalar için de ayarları değiştirilebilir. Ayar değişikliği ise hava durumuna, zemin özelliklerine, virajlardaki bordürlere ve lastiğin aşınma seviyelerine göre gerçekleştirilebilir.
Formula1’de kullanılan ön ve arka süspansiyonlar çift salıncaklı süspansiyon olarak bilinir. Çift salıncaklı bu süspansiyonların yapısının avantajları ise, hafif olması, etkileyici sertliğe ve kontrollü bir sürüşe imkân tanımasıdır. Süspansiyonun otomobil üzerindeki asıl görevi ise daima 4 tekerleği de zemine temas eder halde tutmaya çalışmaktır. Ön süspansiyon yapısı, şasiden ön tekerleklere uzanan üçgen formundaki salıncaklar ile pilotunun ayaklarının önünde, şasinin üst tarafına yakın bir yerde konumlandırılmış yaşam hücresi içinde yer alan yaylar ve darbe emicilerden oluşur.
Arka süspansiyon yapısı da öndeki yapıya benzemektedir. Ancak bu iki yapıyı birbirinden ayıran özellik arkada direksiyon mekanizması olmamasının yanında transmisyon gibi ek bir ağırlığı da taşımasıdır. Arka yapıdaki süspansiyon elemanları da yerleşim ve prensip olarak öndekine benzer fakat öndekilerden daha büyük olmakla beraber vites kutusu boyunca konumlandırılmıştır.
Süspansiyon neden hasar görür?
Günümüz Formula1 Grand Prix’lerinde yaşanan kazalar ya da temaslar sonucunda otomobillerin süspansiyonlarının kırıldıklarını ve bu nedenle yarış dışı kaldıklarını görüyoruz. Peki, süspansiyonlar neden bir otomobili yarış dışı bırakır yani neden işlevini kaybeder? Öncelikle üretim hatasından kaynaklanan sorunlar çok az bir ihtimal olsa da hiç yaşanmıyor da değil. Mika Hakkinen’i 2001 Avusturalya’da yarış dışı bırakan süspansiyon arızası bir üretim hatasından kaynaklanmıştı. Bunun yanında süspansiyon kolları yani tekerlekler ile amortisörler arasındaki bağlantıyı sağlayan salıncaklar şasi dışında yer alan elemanlardır. Bundan ötürü yaşanabilecek bir temasta(Macaristan 2009’daki Raikkonen-Vettel teması), bir bordüre yanlış açıyla çıkıldığında(2008 Malezya’da David Coulthard) – ki bu otomobilde kaldırıma çıkma hissi yaratır- ya da dengesiz lastik aşınması sonucunda oluşabilecek vibrasyon(Avrupa GP 2005’te Raikkonen) ve son olarak metal yorgunluğu(2008 Almanya’da Timo Glock) durumlarında salıncaklar darbeye birinci dereceden açık parçalardır. Bu sebepler sonucunda salıncak, üzerine binen yüklere dayanamaz ve işlevini kaybeder ya da hemen kırılır. Sonuçta Formula1 otomobillerinin genel anatomik yapısında olduğu gibi süspansiyon parçaları da ağırlıktan tasarruf etmek amacıyla otomobili yarı yolda bırakmayacağı düşünülen kırılma noktalarında üretilir.
Barrichello’nun yaşadığı arıza bunların neresinde?
Yukarıda bahsettiğimiz tüm bunların ötesinde geride bıraktığımız Macaristan Grand Prix’sinin sıralama turlarında Barrichello’nun otomobilinde öyle bir süspansiyon arızası yaşandı ki herkes hayretler içinde kaldı. Maalesef bu arıza da Felipe Massa’nın şu anda hastanede yatıyor olmasına sebep oldu. Barrichello’nun otomobilinin arka süspansiyonundan kopan parçalardan birisi (ve en ağırı) yaklaşık 200 km hızla arkadan gelen Felipe Massa’nın kaskına çarpmıştı. Bunun sonucunda yaşanlardan ayrıntılı olarak bir önceki yazımızda bahsetmiştik.
Öncelikle Massa’nın kaskına çarpan yaydan bahsetmekte fayda var. Bu yay otomobilin arka süspansiyon yapısındaki asıl taşıyıcı görevi üstlenen parçası ve takımın bildirdiği verilere göre ortalama 800 gram ağırlığında. Salıncaklar ve rot kolları aracılığıyla darbe emiciler üzerine gelen kuvvetler bu yay sayesinde nötralize ediliyor yani emiliyor. Bu çok sağlam yapıdaki yayın öncelikli görevi ise otomobilin hızlanma, frenaj ve viraj dönüşlerinin yanı sıra otomobilin üzerinden geçtiği tümsekler sonucu otomobilin esneme-savrulma ve zıplama hareketlerini sınırlamaktır. Diğer taraftan arka süspansiyon yapısının geneline baktığımızda üzerinde monte edilmiş olarak durduğu vites kutusunun ağırlığını taşıyan parçası da bu amörtisör ve haliyle bu parçadır. Çünkü bu spiralin arka ucu darbe emicilerden gelen kuvveti emmekle meşgulken bu işlemi gerçekleştirmek için güç aldığı diğer bağlantıda vites kutusunun daha önünde yer alan bir yapının diğer elemanı sayesinde gerçekleşiyor. F1’de geçmişten günümüze, otomobilden otomobile fark eden farklı tasarım anlayışları sonucunda farklı mekanizmalar görsek de basit çalışma prensiplerinin bu şekilde olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, iki tarafından da şasiyle bağlantısı bulunan ve içinde amortisörü bulunduran yani iç kısmında da bir yere kısmen bağlı olduğunu sayarsak nasıl olur da bu parça yerinden çıkar. Her ne kadar kazaya sebep olan sorunun daha sonra yapılacak araştırmalar sonucunda ortaya çıkacağı bir gerçek olsa da bu noktada muhtemel bir üretim ya da montaj hatasından bahsetmek mümkün. Çünkü Barrichello’nun otomobilindeki arka süspansiyon elemanları herhangi birinin ani kırılması sonucunda yaşanan bir kaza olmaksızın parçalarını saça saça pit alanına geri dönebiliyor. Sonuçta F1 otomobillerinin hareketli parçalarının yanı sıra süspansiyon elemanlarının da hızlı virajlarda maruz kalacakları 5 G’lik kuvvetlere bile dayanabileceklerini biliyoruz.Bu da aslında bize otomobilin süspansiyonunu oluşturan parçaların ne kadar kollektif şekilde çalıştığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor; parçalardan bir kısmı işlevsiz hale geldiğinde hatta yerinde olmasa bile otomobil pit alanına dönebiliyor. Bu noktada ise üretim hatasından bahsedebiliyoruz. Çünkü aynı otomobili kullanan Jenson Button’ın otomobili yaşanan bu kazanın ardından sıkı bir kontrolden geçiyor ve sıra dışı bir duruma rastlanmıyor. Ayrıca Button bu tarz bir sorunla yarış boyunca da karşılaşmıyor. Pilotların sürüş tarzlarından kaynaklanamaz mı diye irdelediğimizde ise bunun çok küçük bir ihtimal olarak gerçekleşebileceği düşüncesini sanıyoruz ki herkes paylaşacaktır. Çünkü aynı takımın iki pilotunu baz aldığımızda sürüş stili sadece frenlerin, lastiklerin aşınma hızları ve seviyeleri yanında yakıt tüketimi konusunda bir farklılık yaratabilecektir, süspansiyonlar bunun gibi parametrelerden etkilenmeyecek kadar rijit yapılardır.
Yine buradan hareketle üretim hatası benzeri bir problemin söz konusu olduğunu sayarsak kırılmanın ne şekilde olabileceği hakkında bir değerlendirme yapalım; Barrichello’nun otomobilinden üçüncü virajın henüz dönülmeye başlandığı anda, havaya savruluş biçimlerinden anladığımız kadarıyla öncelikle karbonfiber şasi parçaları otomobili terk ediyor. Bu da şu sebeple; şasinin(motor kapağı) altında olan süspansiyon bağlantılarından bir ya da birkaçı kırılınca viraj dönülürken hareket halinde olan ve ucu açığa çıkan parça şasiye baskı yapıyor ve şasiden kopardığı parçalar savruluyor. Bu noktada hala dikkat edilmesi gereken nokta şu ki Massa’nın kaskına çarpan parça hala otomobilden fırlamış değil. Muhtemelen o esnada üzerine ağırlık transferi yükü binmiş olduğu için hala görevini yerine getirmeye çalışıyor yani ağırlık transferi süreci yayı yerinde tutuyor. Otomobile etki eden yanal kuvvetler sona erdiğinde yani otomobilin burnu düzeldiğinde ise üzerindeki yük kalkıyor ve açık olan uç boyunca amortisörü terk ettiğini düşündüğümüz şekilde arka kanadın altından otomobilden ayrılıyor. Spiral şeklindeki parçanın 200 metreden fazla bir mesafe geçtikten sonra Massa’nın otomobilinin önünde belirdiği konusuyla ilgili olarak ise herhangi bir yorumda bulunmak çok zor ancak en mantıklı gelen önermelerden bir tanesi kuşkusuz otomobilden ayrılan parçanın yol boyunca ilerlerken Massa’nın ona yetişerek parçaya arkadan çarpması durumu. Çünkü o parça Barrichello’nun otomobilinden ayrıldıktan sonra muhtemelen birkaç kez yere çarparak ivmesini kaybediyor ve otomobil hızından daha düşük bir süratle savrularak ilerleyişini sürdürüyor. Her ne kadar parça Massa’nın üzerine geliyormuş gibi gözükse de Massa daha hızlı olduğu için ona arkadan çarpıyor. Elbette bu yaklaşım da olayın gerçekleşme biçimini değerlendiren önermelerden bir tanesi ve özellikle göz önünde bulundurmak gerekiyor ki, kazanın asıl sebebi tüm ayrıntılar incelendikten sonra ortaya çıkacaktır.
Enteresan bir durum daha var ki bununla beraber yazımızın süspansiyonla ilgili kısmını tamamlayabiliriz. Barrichello’nun otomobilinden fırlayan yay, Massa’nın kazasına sebep olurken diğer taraftan aynı parça Massa’nın hiç fren yapamadan bariyere çarpmasına nispeten daha düşük bir hızda bariyere çarpmasını sağlıyor… Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu yayın öncelikli görevi otomobilin hızlanma, frenaj ve virajların yanı sıra otomobilin üzerinden geçtiği tümsekler sonucu otomobilin esneme-savrulma ve zıplama hareketlerini sınırlamaktı. Massa’nın otomobili üzerindeki bu ana taşıyıcı yayla beraber bunu açıkça gördük. Çünkü Ferrari’nin çimlere çıkarken ve yeniden asfalt alana dönerken ciddi biçimde zıplayıp zeminle olan temasını kestiğini görüyoruz. Ancak asfalt alana döner dönmez yaşanan zeminle ilk temas anından sonra otomobilin zıplama hareketi otomobil ilerledikçe azalıyor ve otomobil daha stabil şekilde frenlemeye tepki veriyor. Fakat otomobilin zıplama hareketi az da olsa devam ettiğinden ötürü lastiklerin yere temas alanı (ve doğal olarak) fren kuvvetleri değişken seviyede oluyor. Bundan dolayı yerde bariyere kadar devam eden lastik izleri kesik kesik gözüküyor. Yani izlerin yoğun olduğu yerler bize otomobilin yere oturmuş, lastiklerin yol tutuş seviyelerinin arttığı konumları gösterirken, izlerin yoğunluğunun azaldığı yerler otomobil üzerindeki ağırlığın kalktığı anı yani otomobilin zıplama eğiliminde olduğu yerleri gösteriyor. Muhakkak Massa’nın parçayla olan çarpışma anından sonraki şok esnasında refleks olarak gaz ve fren pedallarına aynı anda basması frenajın etkinliğini düşürebilmiş olsa da yine de yerdeki lastik izlerine bakarak bariyere çarpana kadar Massa’nın hızını bir miktar daha düşürebilmiş olduğunu telemetre verileri olmaksızın çıplak gözle fark edebiliyoruz.
Yarın:
• F1´de kullanılan kaskların özellikleri ve darbeye dayanıklılık seviyeleri nelerdir?